Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kabine Toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı.
Öğretmen atamalarıyla alakalı gelen “Mülakat kalktı mı?” sorusuna yönelik Tekin, Milli Eğitim Teşkilat Kanunu’nu düzenleyen kanun hükmünde kararname çerçevesinde sözlü sınav uygulamasının yapılacağını, 2016 yılında kurulan sistem kapsamında KPSS’de belli puan barajını geçebilen adayların,3 katı adayın sözlü sınava tabi tutulduğunu hatırlattı.
Bakan Tekin, yasa gereği öğretmen atamalarında mülakatın olması gerektiğini vurguladı. Yasal değişiklik yapılmadığı için mülakat sisteminin zaten sürdürüldüğünü vurgulayarak, “Dolayısıyla şu anda öğretmen alımlarında sözlü sınavın olması yasal bir zorunluluktur.” ifadesine yer verdi.
Antalya’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında gerçekleştirdiği konuşma sebebiyle gözaltına alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan öğretmene yönelik gelen soruya Tekin, “Öğretmenin bu davranışını nasıl tasvip edebiliriz? Bu gibi sorunlar yaşandığında ve ilgili birimlerin haberi olduğunda gereğini yaparlar. Nasıl böyle bir şeyi tasvip edebilirim? Bize çocuklar emanet, ona göre davranmalıyız.” cevabını verdi.
Bakan Tekin, gelen bir başka soru üzerine, öğretmen atamaları hakkında Mecliste olduğunu dile getirerek, şu ifadelere yer verdi:
“Mümkün olduğu kadar fazla sayıda atama yaparak öğretmen adaylarını eğitim ailemize katmak istiyoruz. Ama takdir edersiniz ki atamalar tek başımıza alacağımız bir kararla olmuyor. Hazine ve Maliye Bakanlığımızla birlikte bütçe olanakları çerçevesinde, ihtiyaç duyduğumuz alanlarda ve sayıda öğretmen ataması yapmayı planlıyoruz inşallah.”
Açıklamasında yeni bir çalışmanın da devam ettiğini söyleyen Bakan Tekin, “Şu an gündemimizin önemli bir başlığını oluşturan bir konuyu paylaşayım, muhtemelen aralık ayında müfredatta yapacağımız değişikliği kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Çünkü uzun süredir müfredat değişikliği konusu üzerinde çalışıyoruz.” açıklamasında bulundu.
Bu hususta bir toplantı yapıldığını da belirten Tekin, “Tüm sınıfları kapsayacak şekilde bir müfredat değişikliği için çalışıyoruz. Söz konusu değişiklikle çocuklarımıza gereksiz, düzeylerinin üstünde bir bilgi yüklemesi yapmayacağız. Derslerin tamamında sadeleşme olacak.” şeklinde konuştu.
Bakan Tekin, “En radikal değişiklik ne olacak? Konu kısaltma mı yapılacak?” sorularına şu şekilde cevap verdi:
“Şimdiden bu konuda herhangi bir şey söylemek doğru olmaz. Bu konudaki çalışmalarımız tamamlandığında kamuoyuyla paylaşacağız. Özetle şöyle açıklayayım; tekrar eden konular var. İlkokul, ortaokul, lisede tekrar eden konular mevcut. Hemen hemen tüm kademelerde tekrar eden konular, kazanımlar var. Öncelikle bunları sadeleştirmek veya çıkartmak üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz.
İkinci husus ise bazı konular da var ki pedagojik usullerle anlatılmıyor. Yani lisede anlatılan konu ya da ilkokulda anlatılan konu birbirini tamamlamıyor. Bu bir sarmaldır. Hep söylüyoruz, müfredat hem çok ağır hem de çok fazla konu olduğundan öğretmenlerimiz konuları yetiştiremediklerinden yakınıyorlar. Doğal olarak saha ziyaretlerimizde, öğretmen odası buluşmalarımızda konuları yetiştirmek için haftalık ders saatlerinin yetmediğini belirtiyorlar. Bunu hemen hemen tüm branş öğretmenleri için söylemek mümkün. Dolayısıyla herkese fazla ders saati verince bu sefer haftalık ders saati 60’ı buluyor.” ifadelerini kullandı.
Tekin, “derslerde bazı konulara hiç mi girilmeyeceği” yönündeki soruya da “Girilmemesi gereken konular var. Şöyle söyleyeyim; ortaokulda neredeyse lisans düzeyinde okutulan konular mevcut.” şeklinde yanıtladı.
Gelen bir başka soru üzerine, en son 2017 yılında yapılan müfredat değişikliğini hedef gösteren Tekin, “O tarihten bu yana küçük revizeler dışında kapsamlı bir değişiklik olmadı, kapsamlı değişiklik bu çalışmamızla olacak inşallah.” diye konuştu.
Çalışmalar bittiği zaman bunu aralıkta kamuoyuna bir lansmanla duyurmayı hedeflediklerini söyleyen Tekin, değişiklikle beraber mevcut derslerden çıkartmalar olabileceği gibi yeni derslerin de dahil edilebileceğini söyledi.
“Şimdiden bunları konuşmak erken olur. Çünkü bu, süreci devam eden bir çalışma. Değişiklik sadece bir dersi çıkarmak veya eklemekle olmuyor. Her değişikliğin etkilediği parametreler oluyor. Mesela bir dersi artırmak veya çıkarmak doğrudan norm kadroyu etkiliyor. Dolayısıyla bir dersi kaldırmanın bize norm kadro açısından maliyeti olacak. Ya da bir dersi artırmanın veya düşürmenin maliyeti olacak, yani dengeleri değiştirecek. Yapacağımız her türlü değişiklik bu maliyetleri göz önünüzde bulundurmamızı gerektiriyor. Örneğin, bu tür değişiklikler öğretmen atamasındaki branş dağılımını veya norm fazlası öğretmen durumunu ortaya çıkartıyor.” dedi.