Ahmet Davutoğlu, Görevde Olsaydım Deyip Filistin Meselesinde Yapılacakları Sıraladı

#image_title

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bazı gazetelerin Ankara temsilcileriyle dün bir araya geldi.

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Hamas‘ın İsrail‘e binlerce füze atması ve topraklarına sızmasıyla başlayan karşılıklı çatışmalar hakkında, “Bugün de görevde olsam, kayıtsız-şartsız Filistinliler’e destek olur, Mescid-i Aksa’ya dönük saygısızlıkları görmezden gelmez, önlenmesi için her türlü çabayı gösterirdim.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi sessiz kalmakla eleştiren Davutoğlu, “görevde olsaydım” diyerek yapacaklarını 7 başlık altında açıkladı. Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün aktardığına göre, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Orta Doğu’da yaşananları kaygıyla izlediklerini belirterek şunları kaydetti:

“Filistin meselesi bilinçli bir şekilde ‘İsrail saldırı altında’ sözleriyle gündeme getiriliyor. Mağdur olan Filistin halkıdır. Geçmişte İsrail ve Filistin arasında arabuluculuk yaptım. 2012 yılında 12 bakanla birlikte Gazze’ye gittim. Kızı şehit olan bir babanın hastanedeki feryatlarını unutamam. 75 yıldır işgal altında olan Filistin’de Mescid-i Aksa’ya İsrail askerleri çizmeleriyle, köpeklerle girip arama yapıyor. Babaları topraklarından sürülmüş bu insanların çocuklarına dokunulamaz.

Filistin meselesi yalnız Filistinliler’in değil dünyanın meselesidir

Filistinliler’in operasyonu sürpriz bir gelişme. Filistin meselesi yalnız Filistinliler’in değil dünyanın meselesidir.

Dünya ile ilişkisi koparılmış bir halkın arkalarında olduğu sanılan Araplar, bugün Filistin’den çok İsrail’le ilişki içine girmiş durumda. Filistinliler yalnız bırakıldıkları hissine kapılmış. İki devletli çözüm önerilerine rağmen, bu konuda 30 yıldır bir ilerleme olmadı. İsrail, bütün Filistin’e kendi toprakları içinde gösteriyor. Bir halk tarihten silinmek isteniyor. Böyle bir halkın önünde kimse duramaz.

Cumhurbaşkanı ‘Filistin’ diyemiyor

Bütün partiler resmi açıklama yaptı. Bunların tek istisnası AKP ile MHP’nin bu konuda sessiz kalmaları oldu. Açıklama yapanlar Filistinliler’in yanında olduğunu, meselenin insanlık meselesi olduğunu belirtti. Erdoğan ve Bahçeli’den ses çıkmadı. Partisinin kongresinde yaptığı konuşma ise tam anlamıyla bir rezalet. Filistin yanıyor, Mescid-i Aksa köpeklere çiğnettiriliyor, Cumhurbaşkanı ‘Filistin’ diyemiyor. Cumhurbaşkanının bu konuşmasını kim hazırladıysa derhal görevden alınmalıdır. 1967 yılında İsrail, Mescid-i Aksa’nın üzerine İsrail barağı çekmişti. Türkiye’nin bu konuda kararlı tutumu üzerine o dönemde bu bayrak bir saat içinde indirilmişti. Türkiye, kendi kaderini tayin etmeye çalışan halkın yanındayız açıklamasını yapmıştı. Bugün de görevde olsam, kayıtsız-şartsız Filistinliler’e destek olur, Mescid-i Aksa’ya dönük saygısızlıkları görmezden gelmez, önlenmesi için her türlü çabayı gösterirdim.”

Filistin’e verilecek destek diplomatik destektir

Cumhurbaşkanın Filistin’e ne gibi desteklerde bulunabileceğine ilişkin soruya, Davutoğlu “Filistin’e verilecek destek diplomatik destektir. Diplomasinin çözebileceği şeyler var. Üç kez arabuluculuk yaptım ve sonuç almıştık” karşılığını verdi. Filistin’de iki devletli çözüm önerilerden sonuç alınamadığını kaydeden Davutoğlu, İsrail’in böyle bir niyetinin olmadığını, İsrail’in iki devletli çözümü bu hareketleriyle yol etmeye çalıştığını ekledi.

Derhal irtibat kurar ateşkes için devreye girerdim

Türkiye’nin Filistin-İsrail konusundaki anlaşmazlıkların çözümü konusunda atacağı adımlar olmasına rağmen iktidarın bu konuda sessiz kaldığına dikkat çeken Davutoğlu “Ben görevde değilim. Eğer görevde olsam şunları yapardım” dedi ve sıraladı:

  1. Kayıtsız şartsız Filistin’e destek verirdim.
  2. Mescid-i Aksa’ya dönük herhangi bir eylemin bütün İslam dünyasına ve insanlığa dönük olacağını ilan eder ve Mescid-i Aksa’ya dönük herhangi bir emrivaki karşısında Türkiye’nin İsrail ile bütün ilişkilerini gözden geçireceğini ilan ederdim.
  3. İslam İşbirliği Teşkilatı’nı derhal toplantıya çağırırdım.
  4. İslam İşbirliği Teşkilatı’ndaki Kudüs Komisyonu’nun başkanı olan Fas Kralı ile temasa geçer ve komisyonun derhal toplanmasını talep ederdim.
  5. BM Genel Sekreteri’ne doğrudan telefon ederek, 1948’de kurulmuş Kudüs Komisyonu’nda ‘dini mekanların korunması ile ilgili teamülün’ teminat altına alınmasını talep ederdim.
  6. Derhal İsrail ve Filistin (Filistin Kurtuluş Örgütü ve Hamas) tarafıyla irtibat kurar ateşkes için devreye girerdim.
  7. Esir değiş tokuşu için devreye girerdim.
Exit mobile version