Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturan Selahaddin Eyyubi’nin hikayesini ele alan dizi, yarın ekran yolculuğuna başlıyor.
Kapıları Anadolu Ajansına (AA) açılan dizinin platosunda, başrol oyuncuları Uğur Güneş ve Dilin Döğer ile dizinin yapımcısı Emre Konuk, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
“SELAHADDİN EYYUBİ BENİM İÇİN MERHAMET VE ADALET DEMEK”
Dizide Selahaddin Eyyubi karakterini canlandıran Uğur Güneş, çekimler öncesinde ciddi bir araştırma yürüterek Eyyubi’nin hayatı üzerine incelemeler yaptığını söyledi.
Güneş, Eyyubi hakkında daha önce de fikir sahibi olduğunu fakat proje vesilesiyle derinlemesine okuma fırsatı yakaladığını aktararak, “Manevi olarak da ona yaklaşmaya çalıştım.” dedi.
Selahaddin Eyyubi’yi canlandırmanın kendisi için gurur verici olduğunu belirten Güneş, “Eyyubi benim için merhamet ve adalet demek. Hem bir alim hem de büyük bir komutan. Bütün o geçmişinden ziyade büyük bir savaşçıya dönüşmesi beni çok etkiledi. Bunu adalet, akıl ve merhamet yoluyla yapması gerçekten hayranlık verici.” ifadelerini kullandı.
Bütün Müslüman aleminin bu diziyi beklediğini vurgulayan başarılı oyuncu, “Umarım projemiz hakkıyla böyle gerçekten o insanlara umut ışığı olabilir. Dünyaya bir duyarlılık kazandırmak, bir umut olarak Filistin’deki insanların seslerinin çıkmasında katkımız olmasını dileriz.” diye konuştu.
“GERÇEKTEN ATMOSFERİYLE HARİKA BİR İŞ ÇIKARTILMIŞ”
Dizinin bir diğer başrol oyuncusu Dilin Döğer de böylesine büyük bir projede yer aldığı için kendisini şanslı hissettiğini dile getirerek, “Filmde cesur ve savaşçı bir kadın olan Süreyya karakterini canlandırıyorum. Onun duygusal yanları elbette var ama büyüdüğü dünyadan dolayı yükümlülüklerini yerine getirmek ve dik durmak zorunda. Ben de onun bu duruşunu çok seviyorum. Her şeyiyle beni çok büyüledi, ismi de öyle ‘Gök’ anlamına geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Döğer, çok büyük bir platoda çalıştıklarını ifade ederek, “Bir oyuncu olarak buraya girdiğinizde dönemin içerisine ışınlanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Gerçekten atmosferiyle harika bir iş çıkartılmış.” dedi.
“SELAHADDİN EYYUBİ’Yİ ANLATMAK BİZİM İÇİN HAYALDEN ÖTE BİR ŞEYDİ”
Yapımcı Emre Konuk da yaklaşık iki yıldır bu projeye hazırlandıklarını belirterek, “Kudüs meselesi her dönem güncel bir konudur, her Müslüman oranın ateşiyle yanmaktadır. Dolayısıyla Selahaddin Eyyubi’yi anlatmak bizim için hayalden öte bir şeydi. Nasip bu zamana denk geldi.” dedi.
Çok ciddi bir dekor çalışması yürüttüklerini anlatan Konuk, şöyle devam etti:
“Yaklaşık 60 dönümlük bir arazinin üzerine o dönemin ruhunu, mekan duygusunu, atmosferini iyi yansıtacak bir dekor inşaatı sürdü. Kostümlerle ilgili ciddi bir araştırma yaptık, gravürleri inceledik ve deneyimli kostüm ekibimizle yorum katıp izleyicinin gözüne hoş gelecek bir atmosfer oluşturmaya çalıştık.”
Konuk, Selahaddin Eyyubi’yi anlamanın bugünü anlamak olduğunu söyleyerek, “Onun ruh hali bugün Kudüs’te yaşayan çocukların 50 sene sonraki ruh haliyle benzer bir ruh hali olacak. Çünkü o da doğduğunda Kudüs elden çıkalı yaklaşık 40 sene olmuştu, dolayısıyla o Kudüs aşkıyla yanmış ve Kudüs’ü Haçlılardan geri almak için ateşten bir gömlek giymişti.” diye konuştu.
Eyyubi’nin, hem Doğulu hem de Batılı kaynaklarda sitayişle bahsedilen ender bir komutan olduğunu hatırlatan Emre Konuk, onun Kudüs’ü kan dökmeden aldığını ve her dinden insana hürriyet sunduğunu aktardı.
Konuk, Selahaddin Eyyubi projesinin böyle bir döneme denk gelmesine de değinerek, “Dizilerin, filmlerin insanların yarasını sarması gibi bir etkisi her zaman için vardır. Selahaddin Eyyubi dizisinin de bu zamana denk gelmesinin böyle bir nasibi olabilir. Umarız insanlara, sadece Filistin’de yaşayanlara değil tüm dünyadaki Müslümanlara Selahaddin’in şuurunu anlatabiliriz.” dedi.
Dizide, Mehmet Ali Nuroğlu, Kaan Çakır, Erdinç Gülener, Tuvana Türkay, Ekin Türkmen, Gökçe Akyıldız, Sezgin Erdemir, Ece Özdikici ve Seda Yıldız’ın aralarında bulunduğu birçok isim yer alıyor.
Yapımcılığını Akli Film ve proje tasarımını Emre Konuk’un üstlendiği dizinin yönetmen koltuğuna Sedat İnci otururken, senaryosunu ise Serdar Özönalan kaleme aldı.
