SON DAKİKA

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

HaberX

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa » Yaşam » TikTok’ta Viral Olan “Şanslı Kız Sendromu” Nedir?

TikTok’ta Viral Olan “Şanslı Kız Sendromu” Nedir?

Yayınlanma:
Güncellenme:
TikTok’ta Viral Olan “Şanslı Kız Sendromu” Nedir?

Şanslı Kız Sendromu’na sahip kişiler, kendilerine ve çevrelerine sürekli olarak ne kadar şanslı olduklarını, sürekli olarak güzel şeylerin başlarına geldiğini ve fırsatların önlerine serildiğini söylerler. Olumlu bir dil kullanırken aynı zamanda sürekli bir olumlama döngüsü içinde yaşarlar. “Ne kadar şanslı olduğunu söylersen, bu senin gerçekliğin olur ve gerçekten de şansın yüzüne güldüğü pozitif deneyimler yaşarsın.” mantığına sarılan bu “şanslı kızların” en popüler mantra olarak kullandığı ifade ise “Her şey benim lehime yaşanıyor.” mantrasıdır

Temeli Çekim Yasasına Dayanıyor! 

Lucky Girl Syndrome aslında manifestasyon dünyasın Çekim Yasası temeline dayanmaktadır. Bu felsefe, düşüncelerimizin ve duygularımızın yaydığı enerjinin yaşayacağımız şeyleri etkilediğini savunur. Pozitif düşünceler ve iyi hisler yayarsak deneyimlerimizin de olumlu olacağını, tam tersi olarak negatif düşünceler ve kötü hisler içinde olmanın ise olumsuz deneyimler getireceğini söylüyor. Yani, dışa yaydığımız tavır, hayatın bize onu geri getirmesini sağlıyor.

Sağlığa Faydalı

Olumlama olarak da adlandırılabilecek bu mantra, eğer doğru kullanılırsa çeşitli iyi sonuçlar da elde edilmesini sağlıyor. Örneğin, hayata olumlu bir bakış açısına sahip olmak kronik stresin azaltılmasına, bedensel enflamasyonun azalmasına, hastalıklara karşı direncin geliştirilmesine, sağlıklı yaşam süresinin desteklenmesine, daha sağlıklı kararlar alabilmeye, öğrenme ve gelişme kapasitemizin genişlemesine klinik olarak yardımcı oluyor. Aynı zamanda pozitif bir iç ses geliştirmek, öz sevgi ve güvenin desteklenmesinde, zihinsel ve duygusal dayanıklılığın geliştirilmesinde çok önemli bir role sahiptir. Kişiyi güçlendiren cümlelerin tekrar edilmesi -örneğin mantralar- araştırmalara göre gerçekten iyi olma halini desteklemektedir.

Şans mı Yoksa Ayrıcalık mı? 

Lucky Girl Syndrome, hayallerin gerçekleştirilmesi için “çaba gösterme” gerekliliğini tamamen göz ardı ediyor. Hayatta sürdürülebilir güzellikler tek bir gecede, tamamen şansla gerçekleşmez. Eğer biz doğru yönde adım atar ve çabalarsak ancak iyi niyetle birlikte hayatımıza güzellikleri çekebiliriz. Her güzel deneyimin şans eseri veya evrenin bir hediyesi olduğunu düşünmek, modern yaşamın üzerine kurulu bazı ayrıcalıkların görmezden gelinmesine neden olur. Ayrıcalıklarımıza gözlerimizi kapamak, ayrıcalıkları olmayan insanların yaşamları boyunca karşılaştıkları zorlukları görmezden gelmek anlamına gelir. Gerçek anlamda eşitliği benimseyebilmek için, ayrıcalıkların bize nerede ve ne zaman yardımcı olduğunu veya aksine bizi hak ettiğimiz bir başarıdan alıkoyduğunu görebilmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde eksikliğinden zarar gören kişiler için daha eşit şartlar yaratılabilir, ayrıcalıklardan faydalanan kişiler ise “şanslarının” aslında modern yaşamın fırsat dengesizliğinden kaynaklandığını anlayabilir. Bu etiketle paylaşılan videolarda, güzel deneyimler yaşadıklarını söyleyen kişiler genellikle iyi görünümlü, zayıf, beyaz tenli, heteroseksüel ve genellikle yüksek sosyo-ekonomik gelire sahip olan kişilerdir. Genetik yatkınlık ve doğdukları ailenin zenginliği gibi kontrol edemediğimiz unsurların, tüm bu “şansların” aslında toplumsal güzellik algısına uygun olmaktan, maddi güce sahip olmaktan, etnik kökenden, cinsel kimlikten ve yönelimden kaynaklandığını unutuyoruz.

Toksik Pozitif Olma! 

Hayata karşı olumlu bir bakış açısına sahip olmak, destekleyici bir iç ses geliştirmek, etrafa pozitif düşünceler ve duygular yaymak gerçekten güzel deneyimler yaşamamıza yardımcı olur. Zaten istediğimiz hayatın içinde olduğumuzu düşünmek, manifestation yapmak, sürekli eksiklik aramak yerine şükretmek, bolluk zihniyeti geliştirmek, ruhsal sağlığımızı desteklemek anlamına gelir. Bu gelişim zihniyeti bizi hayallerimize doğru adım atmaya, gerekli çabayı göstermeye çağırır. Ancak bu çaba ve çalışma miktarı, maalesef modern yaşamın dayattığı ayrıcalıkların varlığına göre şekillenir. Manifestasyon yapmak, bazı “ayrıcalıklara sahip” kişiler için kolay ve zahmetsiz olabilirken, bazıları için gerçekten içsel ve dışsal çalışma, çaba ve sağlam bir inanç gerektiren zorlu bir uygulamaya dönüşebilir. Bu ince ayrım, hayatın en gerçekçi ve maalesef acımasız hallerinde ne ölçüde desteklendiğimizi belirler.

İlgili Haberler