MEHMET KARA – Uzun tedavi sürecinin ardından uyuşturucu bağımlılığını geride bırakan bireyler, ramazanın manevi ikliminde dayanışma ve kardeşlik ruhuyla eğitim alıyor, oruçlarını tutuyor, iftar ve sahur sofralarında bir araya geliyor.
İstanbul'daki Bağımsız Yaşam Derneğinin bağımlılıkla mücadele eğitimleri sayesinde uyuşturucu ve uyaran maddelerden kurtulan bireyler, ramazana özel eğitim programıyla sabır, irade ve dayanışma duygularını yeniden tadıyor.
Oruç disiplininin yanı sıra iftar ve sahurları birlikte hazırlayan gençler, manevi değerlerinin yanında toplumsal sorumluluk ve dayanışma ruhuyla dönüşüm süreçlerinde önemli mesafe katediyor.
– “Ramazanın bereketinin tarifini yapamam”
Yeni hayatına 13 yıllık uyuşturucu bağımlılığının ardından “merhaba” diyen Burak Sözen, “Tedavi sürecimden sonra bu çatı altında kalıp arkadaşlarıma yardımcı olmaya çalıştım. Şu an ramazan ayındayız. Ramazan o kadar bereketli geçiyor ki bunun tarifini yapamam. Burada yaşanılan maneviyatı tarif edemem. Buradaki herkes aynı dertten burada. Hani diyorlar ya 'Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar.', aynen öyle. Ve hep beraber burada iyileşmeye çalışıyoruz.” dedi.
– “Normalde sinirliyim ama oruçluyken sesimi yükseltemiyorum”
Aldığı eğitimin ardından uyuşturucuyu bırakan Habip Yurtçu da yaşadığı ramazan tecrübesine dair şunları kaydetti:
“Buraya gelmeden önceki Habip'le şu an arasında dağlar kadar fark var diyebilirim. Buraya gelmeden önce gerçekten ahlaktan, etikten, toplumsal değerlerden, kişisel değerlerden tamamen yoksun şekilde hayat sürdürüyorduk. Karşımızda bu işten kurtulmuş, sıyrılmış insanları görmek bize gerçekten aşırı derecede moral veriyor. Şu anda da biz niyetliyiz, ramazan ayındayız. 25 yaşındayım, ilk defa alıyorum bu keyfi. Oruçluyken normalde daha da sinirli olmam lazım ki dışarıda da öyleydi. Burada tam aksi, yani ben oruçluyken sesimi bile yükseltmiyorum, yükseltemiyorum doğal olarak. Yani burada öyle manevi bir şey sarıyor insanı.”
– Uyuşturucuyu bırakıp rol model oldu
Erdoğan Buyurucu da 14 senelik bağımlılık sürecinin ardından uyuşturucuyu bırakıp Bağımsız Yaşam Derneği'nde Bağımlılık Danışmanı olarak görev aldığını ve yaşadığı zorlu tecrübelerle bağımlı bireylere rehberlik ettiğini söyledi.
Zorlu süreç yaşadığını anlatan Buyurucu, şöyle devam etti:
“Uyuşturucudan kurtulmak için şehrimi terk ettim, kendimi köye izole ettim, hiçbir şekilde verim alamadım. Başka bir maddeye bağımlı oldum. Tekrar kısır döngü, favori maddeme geri dönüş oldu. Bu serüven böylelikle devam etti. Çok kişi yanımızda öldü uyuşturucudan. Bağımsız Yaşam Derneğiyle tanıştım. Umudumuz yoktu buraya geldiğimizde. 'Bununla yaşamayı öğrenmemiz lazım, uyuşturucusuz hayat olmaz.' kafası vardı bizde ama gerçekten uyuşturucudan kurtulabiliyormuşuz. Burada hocalarımızı gördük. Onlar başarabilirse biz de başarırız dedik ve başardık.”
Buyurucu, bağımlılıktan kurtulduktan sonra hayata yeni aktiviteler ve amaçlar koymak gerektiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:
“Önceden aynaya baktığımızda benliğimizi soruyorduk. Baktığımız zaman 'Bu ben miyim? Bu sen olamazsın.' diye kendi kendimize konuşuyorduk. Şimdi elhamdülillah aynaya baktığımızda abdest alınmış şekilde yüzümüzü yıkarken bakıp 'Elhamdülillah.' diyebiliyoruz. Burada ramazana özel eğlencelerimiz, şenliklerimiz, etkinliklerimiz oluyor. Akşam oyunlarımız, derslerimiz oluyor. Burada günlerimiz hep farkındalıklarla geçiyor. Tamamen kötü alışkanlıklarımız yerine iyi alışkanlıklarımızı adapte ederek hayatımıza devam ediyoruz. Bundan sonra da böyle olması için bir gaye içindeyiz.”
– “Burada inanca sarılıp iyileşme gerçekleşiyor”
Psikolog Ahmet Safi, derneğin bağımlılıkla mücadelede kapsamlı programa sahip olduğunu belirterek, “Burada inanca sarılıp iyileşme gerçekleşiyor. Madde kullandıkları dönemde bir eksiklik vardı. Aile eksikliği, aile sevgisi eksikliği, toplumun ötekileştirmesi, bunlar olduğu için buraya geldikten sonra namaz kılmak, oruç tutmak, sahura kalkmak onları buraya bağladı ve inanca daha da çok bağladı.” diye konuştu.
Orucun bağımlılıkla mücadelede tedavi sürecindeki katkısına değinen Safi, “Oruç sadece kendini aç bırakmak değil, olumsuz alışkanlıklarını da törpülemek ve bu törpülemekle kişi o bir aylık kısa sürede öfkesini tanıyor, kontrol edebiliyor. En önemlisi ise sabır, ondan sonra paylaşma duygusu, bu duygular tekrardan insanda yeşeriyor.” ifadelerini kullandı.