ÇANAKKALE (AA) – SEVİ GÖZAY UĞURLU – Çanakkale'de yaşayan 29 yaşındaki tekstil tasarımcısı Damla Dersin Tatlıdil, tasarladığı desenlerle geleneksel ve modern sanatı, duvar halılarında ve nakış işlemeli panolarında bir araya getiriyor.
Çocukluğu, terzi olan annesinin dikiş dikerken kullandığı farklı dokulardaki kumaşlar ve rengarenk iplikler arasında geçen Tatlıdil, liseden mezun olduğunda tekstili sanatsal bir bakış açısıyla ele almaya karar verdi.
Tatlıdil, kazandığı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarım Bölümü'nden 2020'de mezun oldu.
Üniversite sürecinde moda sektörüne ilgi duymadığını fark eden ve işin daha çok sanatsal kısmıyla ilgilenen Tatlıdil, resim sanatına yöneldi.
Sulu boya ve pastel malzemelerle yaptığı resimleri nakış ile birleştiren Tatlıdil, çizimlerini kimi zaman pamuklu ipliklerle kimi zaman da cam boncuklarla tablolara nakşetmeye başladı.
Sevdiği sanatçıların eserlerinin reprodüksiyonlarını yapan Tatlıdil, zamanla tekniğini geliştirerek imgelerini kendi çizdiği resimlerine yansıttı.
Son bir yılda tufting dokuma halı yapımına yönelen Tatlıdil, bu çalışmalarında da insanın iç dünyasını yansıttığı eserler ortaya koydu.
Genç tasarımcı, modern ve geleneksel sanatı buluşturduğu nakış işlemeli tabloları ile tufting dokuma halılarının yer aldığı kişisel sergisini açmayı planlıyor.
İlk nakışını tez projesi olan kimono üzerine bir adet turna kuşu ve kiraz çiçeği işleyerek yaptığını anlatan Tatlıdil, bu çalışmasında nakışın ne kadar dinlendirici, kendine bağlayan bir teknik olduğunu fark ettiğini dile getirdi.
Resim yapmanın dışında, iplik ve kumaş kullanarak yaptığı nakışın, hayalindeki imgeyi hem doku olarak daha canlı hissettirdiğini hem de odaklanmasını sağladığını ifade eden Tatlıdil, sözlerine şöyle devam etti:
“Nakışa ilk başladığımda yapımı daha uzun sürüyordu ancak zamanla hızlandım. Buna rağmen, nakış vakit alan bir şey. Kullanılan malzeme ve nakşedilmek istenen şekle göre süre değişiyor. İlk önce sulu boya ya da pastel ile çizim yapıyorum. Renkler ve fikir, kafamda belirlenmiş oluyor ama süreç içerisinde renkler biraz değişebiliyor. Çünkü renklerin kumaşta yansıttığı etki bambaşka. Nakışın dokusu ve süreci beni daha çok içine çekiyor.”
– Sevdiği sanatçıların eserlerinden etkilendi
Kovid-19 salgını sürecinde sevdiği sanatçıların eserlerinin reprodüksiyonunu yaparak tekniğini geliştirdiğini anlatan Tatlıdil, sözlerine şöyle devam etti:
“Çin iğnesi denilen bir geleneksel nakış tekniği var. Çok daha gerçekçi çalışabilmemi sağlıyor. Sulu boyanın, sulu boya olduğunu hissedebileceğiniz şekilde nakışlayabilmemi sağlıyor. Reprodüksiyonları yapa yapa tekniğim gelişti ve bu süreçte biraz daha kendi resimlerimi, imgelerimi oluşturabilmek için öz güvenim oluştu. Ben de yavaş yavaş bilgilerimi artırdım. Boncuk, punch nakışını öğrendim. Bunları nakış ile birleştirmeye başladım. Pandemi sürecinde nakışa daha disiplinli yaklaşma imkanı buldum. O süreçte işlerimi satabileceğim bir alışveriş platformunda yer almaya başladım. Bunlar ilk başta çok sevdiğim Egon Schiele ya da Vincent van Gogh gibi sanatçıların işlerinin reprodüksiyonuydu. Sulu boya ile nakış gibi teknikleri kullanarak, o işleri bir daha yaratmaya çalışıyordum kendi tekniğimle.”
Nakış eserlerinin daha çok yurt dışından talep gördüğünü belirten Tatlıdil, “Yurt dışından daha çok müşterim oldu. Bazıları koleksiyon yapıyor. Onların istedikleri görselleri nakışa çeviriyorum.” diye konuştu.
Eserlerinde “fov”, yani boyanın tüpten çıktığı gibi daha parlak renkleri tercih ettiğini dile getiren genç sanatçı, “Daha aşkın, kontrast renkleri bir arada kullanıyorum. Bu da genelde beni etkileyen sanatçılar ile ilgili. Sanki van Gogh'un fırça darbeleri gibi iplikler ile doku oluşuyor. İnsanlar nakışa yakından baktığı zaman ilk başta resim zannederek, dokunmak istiyor.” ifadesini kullandı.
– Resimlerini duvar halısına yansıtıyor
Son bir yıldır, farklı bir dokuma tekniğiyle yapılan tufting halılar tasarladığını belirten Tatlıdil, “Tufting çalışmalarımda geleneksel nakıştan farklı olarak daha modern bir şey yapıyorum. Daha önce yaptığım resimlerimi, imgelerimi duvar halısı gibi daha büyük çalışıyorum.” dedi.
Sanat yaşamını, yeni teknikler öğrenerek sürdüreceğini dile getiren Tatlıdil, “Birçok sanatı denemek istiyorum. Kişisel bir sergi açmak, dünyaya daha çok açılmak istiyorum. Daha önce küçük workshoplar vermiştim, gelecekte de buna devam etmek istiyorum.” diye konuştu.