Coğrafi İşaretli Mihaliç Kelle Peyniri, Türkiye’nin Kahvaltı Sofralarını Lezzetlendiriyor

#image_title

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin girişimi ve coğrafi işaretiyle öne çıkan “Savaştepe Mihaliç Kelle Peyniri”, kahvaltı sofralarını tatlandırmaya devam ediyor. Her gün 12 ton üretilen bu eşsiz peynir, Türkiye’nin birçok şehrinde damakları şenlendiriyor.

Savaştepe ilçesi, iklim şartları ve geniş meralarıyla öne çıkıyor. 9 mandıradaki 60 ton süt, günde Mihaliç kelle peynirine dönüşüyor. Fabrikalara teslim edilen sütler titizlikle tahlil edilip süt alım noktalarına gönderiliyor. Ardından pişirme kazanlarında 55 ila 65 derece sıcaklıkta kaynatılan sütler, şirden mayasıyla mükemmel bir etkileşime giriyor. Sonunda 90 derecede haşlanan süt, eşsiz bir teleme peynirine dönüşüyor. Peynir altı suyundan ayrılan teleme peyniri, süzgeçler yardımıyla özenle işlenip askılara asılıyor.

Gıda mevzuatına uygun paslanmaz krom şişlerle şişlenen peynir, bu sayede içindeki suyu atıyor. Daha sonra kalıplara konulan peynir, fermantasyon havuzlarında 120 gün bekletilerek olgunlaştırılıyor.

Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret tescili yapılan ve kesilirken gözeneklerinden yağ aktığı için “ağlayan peynir” olarak da bilinen Savaştepe Mihaliç kelle peyniri, Türkiye’nin dört bir yanında tüketiciyle buluşturuluyor. Tuzlu olanı genellikle kahvaltılarda tercih edilen kelle peynirinin tuzsuzu ise yine Balıkesir’in coğrafi işaretli meşhur damak tadı Susurluk tostuna lezzet veriyor.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, AA muhabirine, özellikle 1870’li yıllardan itibaren Balıkesir’e Osmanlı’nın başka coğrafyalarından göç eden halkın, beraberinde mutfak kültürünü getirdiğini söyledi.

Yılmaz, Balıkesir’in 50 çeşit peynirinin bulunduğunu, bunların coğrafi işaretleriyle ilgili başvuruları yaptıklarını aktardı.

Savaştepe Mihaliç kelle peyniriyle Balıkesir’in coğrafi işaretli ürün sayısının 28’e yükseldiğini belirten Yılmaz, “Balıkesir çok zengin bir il, biz Büyükşehir Belediyesi olarak her ürünümüz için coğrafi işaret başvurusu yapıyoruz. Şehrimizin tanıtımına katkıda bulunmaya, üreticilerin bu konuda faydalanmasını sağlamaya çalışıyoruz.” dedi.

Balıkesir’i herkesin keşfedeceğini vurgulayan Yılmaz, 750 binin üzerinde büyükbaş, 1,5 milyonu aşkın küçükbaş, 33 milyon civarında da kanatlı hayvan varlığına sahip olduklarını dile getirdi.

Eti, sütü ve yumurtasıyla çok güçlü bir il olduklarına dikkati çeken Yılmaz, “Bazı şehirler sadece bir şey üretir ve onda meşhurdur ama biz her şeyi yeterinden fazla üreterek Türkiye’de ilk 4’teyiz. Yani sadece hayvansal ürünlerde değil tarımsal ürünlerde de ön sıralardayız, Türkiye’yi doyuran bir iliz. Süt bu kadar bol olunca atalarımız bunu korumak için de bolca peynir yapmış ve büyüklerinden öğrendiği metotla yapmış. Bu tecrübeler de zamanla birikince ’50 peynirli şehir Balıkesir’ oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Gözenekler ne kadar çok ve düzgünse o peynir o kadar kalitelidir”

Peynir üreticisi Onur Altınöz de Savaştepe’de yetiştirilen hayvanlardan elde edilen sütün kaliteli olduğunu, bunun peynirin lezzetine yansıdığını anlattı.

Mihaliç kelle peynirinin, rengi açıktan sarıya doğru giden sert peynir grubuna girdiği bilgisini veren Altınöz, şunları kaydetti:

“Fabrikamızda günlük 30 ton süt işliyoruz. 11 kilo sütten 1 kilo peynir elde ediyoruz. Günde 2 ton civarında kelle peyniri üretiyoruz. Bunun bir kısmını Susurluk tostu için üretiyoruz, bir kısmını da normal kelle peyniri olarak üretiyoruz. Aylık 60 ton civarında Savaştepe Mihaliç kelle peyniri üretimi yapmaktayız. Peynirlerimizi Susurluk, Bursa, Karacabey, Manyas, İstanbul, İzmir ve çevresine gönderiyoruz.”

Altınöz, coğrafi işaretin sadece kendileri için değil ilçe için de olumlu bir adım olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“Peynirimiz ilçemizde her zaman üretiliyordu ama çok az kişi biliyordu. Coğrafi işaretle hem peynirimizin hem de kentimizin isminin duyulacak olması bizim için olumlu. Bunda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Peynirimizin kalitesini gözenek yapısından anlayabiliyoruz, rengi sarıdan beyaza dönen bir peynirdir. Peynirimizi 120 gün havuzlarda fermente ettikten sonra kestiğimizde gözeneklerinden yağ akar. Bundan dolayı peynirimize ‘ağlayan peynir’ de deniliyor. Peynirde gözenek çok önemlidir; gözenekler ne kadar çok ve düzgünse o peynir o kadar kalitelidir.”

Exit mobile version