BURCU İNANIR – Organ ve Doku Nakli Bursa Bölge Koordinasyon Merkezi, Güney Marmara illerinde organ nakli bekleyen hastalara umut oluyor.
Koordinasyon merkezinin sorumluluk alanında bulunan Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Bilecik ve Yalova'da faaliyet gösteren böbrek, karaciğer, kalp ve kornea nakil merkezlerinde, organ bekleyen hastaların nakil ameliyatları gerçekleştiriliyor.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde 2007'de kurulan Bursa Bölge Koordinasyon Merkezi aracılığıyla son 10 yılda organlarını bağışlayan 840 donör, nakil bekleyen yaklaşık 4 bin kişinin hayata tutunmasını sağladı.
Bursa Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Gülbahar Çalışkan, AA muhabirine, 2012 yılından beri Türkiye'de en çok donör çıkarılan bölge olduklarını söyledi.
Çalışkan, bölge genelinde 2009'da 1,8 olan milyon nüfus başına düşen donör sayısının 2018'de 23,4'e ulaştığını belirterek, bu sayının Avrupa ile eşdeğer olduğunu anlattı.
Nakil listesinde bekleyen hasta sayısının Türkiye genelinde yaklaşık 33 bin, Bursa bölgesinde ise 3 bin civarında olduğunu belirten Çalışkan, şöyle konuştu:
“Son 10 yılda bölgemizde yaklaşık 2 bin 300 beyin ölümü tespitinde bulunmuşuz. Bunlardan da 840'ı donör olmuş. Bu 840 donörden yaklaşık 4 bine yakın organ bağışı almışız. Yani yaklaşık 4 bin kişiye bölge olarak yeni bir yaşam sunabilmişiz. Ülke geneline baktığımızda yaklaşık 10 yılda 18 bin organ bağışı alınmış ancak beyin ölümü tespiti ve donör oranlarımıza baktığımızda Türkiye genelinde yaklaşık yüzde 21 aile bağışı var. Bölgemizde ise yaklaşık yüzde 40 gibi bir aile bağış oranı bulunuyor.”
– Kamu kurumlarıyla işbirliği içinde çalışılıyor
Çalışkan, toplumsal farkındalığın son yıllarda artış göstermesine rağmen Avrupa'da yüzde 80 olan aile bağış oranlarının Türkiye'de düşük seviyede olduğunu dile getirerek, bu oranın yükselmesi için çeşitli alanlarda faaliyet yürüttüklerini kaydetti.
Bu kapsamda önemli adımlarından birinin sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesi ve farkındalığının artırılması olduğunu vurgulayan Çalışkan, “Uzman hekim eğitimleri ve tüm sağlık çalışanlarına yönelik bilgilendirme ve farkındalık eğitimleri yapıyoruz. Sürekli hastane ziyaretleri yapıyoruz. Toplumumuz için lise düzeyinden başlayarak okul eğitimleri yapıyoruz, stantlar açıyoruz. Hem organ bağışı topluyoruz, kart dolduruyoruz hem bu konuda bilgilendiriyoruz.” ifadesini kullandı.
Çalışkan, kamu kurumlarıyla da işbirliği içinde olduklarının altını çizerek, “Yine din adamları bizim için önemli. Biz onlara tıbbi boyutu hakkında bilgilendirme yapıyoruz. Onlardan dini boyutları hakkında bilgiler alıyoruz. Din adamlarından da toplumu bu konuda bilgilendirmelerini istiyoruz.” diye konuştu.
– “Yapacak bir şey kalmazken bir mucize gerçekleşiyor”
Hayatlarına dokundukları hastaların sağlıklarına kavuştuğunu görmenin onları motive ettiğini dile getiren Çalışkan, “Sayılardan bahsettik. Aslında sayılardan daha önemli olan bizim hayatlarına dokunduğumuz hastalarımızın hikayeleri. Bize bu azmi veren de onların yaşam hikayeleri oluyor. Çocuk yaşta böbrek yetmezliğinden diyalize girerken, böbrek nakli olup sonrasında evlenip anne olan ve şu anda hayatına normal bir birey olarak devam edip iş hayatını da kurmuş hastalarımız var.” dedi.
Çalışkan, hastaların hikayelerine de değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Özellikle zehirlenme gibi karaciğere toksik olan durumlarda artık yapacak bir şey kalmazken bir mucize gerçekleşiyor. Böyle bir kız çocuğumuz olmuştu. Çocuk hastalara organ bulmak biraz daha zordur çünkü zamanla yarışıyorsunuz. Zehirlenmelerde durum çok ciddidir. Çok daha hızlı hareket etmek ve çok ihtiyacı var ise organ nakli gerçekleştirmek gerekir. Normalde bizim rutinimizde nedir? Bekleme listesinde bir hastamız vardır. Bir beyin ölümü tespit etmişizdir ve ondan sonrasında organ nakli gerçekleşir ama bu kız çocuğumuzda zehirlenme gerçekleşmeden önce öncesinde bizim merkezimize organ sunuluyor. O anda Türkiye'de hiçbir organ alınacak, uygun alıcı yok derken zehirlenmiş olan kız çocuğumuzun haberi geliyor ve organ onu bekliyor aslında. Sonuçta o kadar hızlı olması gereken bir organ nakli yapıyoruz ve şu anda o kız çocuğumuz da halen sağlıklı ve hayatına devam ediyor.”