İstanbul Boğazı’ndaki deniz çayırlarında müsilaja rastlanmadı haberi

Yayın: 08:24 - 21.02.2025
Güncelleme: 08:24 - 21.02.2025

YEŞİM YÜKSEL – Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, yaptıkları son araştırmada İstanbul Boğazı'ndaki deniz çayırlarında müsilaj tespit etmediklerini söyledi.

Türkiye İş Bankası ve TÜDAV tarafından 2023'te başlatılan “Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları” projesiyle Marmara Denizi'ndeki deniz çayırları takip ediliyor.

Proje kapsamında İstanbul Boğazı'nda ince deniz otu olarak da bilinen Zostera marina deniz çayırlarına ev sahipliği yapan Büyük Liman ve Beykoz-Sultaniye açıklarına 2 ve Posidonia oceanica deniz çayırı alanlarını içinde barındırdığı tespit edilen Marmara adaları bölgesindeki Paşalimanı Adası ile Narlı köyüne 8 olmak üzere toplam 10 araştırma şamandırası yerleştirildi.

TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk öncülüğündeki ekip, TÜDAV MARU gemisiyle geçen cumartesi Beykoz'dan hareket ederek İstanbul Boğazı'ndaki deniz çayırlarını gözlemlemek üzere bir seyir düzenledi.

Sabah saatlerinde başlayan ve öğleden sonra tamamlanan seyirde Beykoz ve Büyük Liman'daki şamandıralar ve şamandıraların çevresindeki deniz çayırları dronla görüntülenerek kontrol edildi.

Elde ettikleri bulgulara dair AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Bayram Öztürk, proje kapsamında deniz çayırlarının bulunduğu alanların korunması, gerçek zamanlı veri toplanması ve müsilaj tespit ve takibinin yapılmasının hedeflendiğini söyledi.

İstanbul Boğazı'nı biyolojik bir koridor ve hem oşinografik hem de bilimsel olarak incelenmesi gereken bir bölge olarak nitelendiren Öztürk, TÜDAV MARU gemisiyle oşinografik ölçüm yaptıklarını ve deniz çayırları ile şamandıralara baktıklarını aktardı.

Seyir süresince deniz çayırlarının kayıt altına alındığını belirten Öztürk, “Bugünkü çalışmamızda müsilaj olmadığını, İstanbul Boğazı'nda deniz çayırlarının durumunun iyi olduğunu gördük. Dronla, bunların videolarını, fotoğraflarını çektik, böylece kaydediyoruz ve saklıyoruz. İleriki yıllarda bunlardan daha fazla veri almak ve veri toplamak açısından bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Yine üçüncü köprünün olduğu bölgede deniz çayırlarına baktık. Deniz çayırlarında müsilaj göremedik.” dedi.

Yerleştirilen şamandıraların durumunun da kontrol edildiğini, şamandıralama sistemiyle deniz çayırlarının korunması, bu bölgelere çıpa atılmaması ve insanlarda farkındalık oluşturulmasının amaçlandığını ifade eden Öztürk, İstanbul Boğazı'nın dünyanın en önemli noktalarından biri olması nedeniyle bu noktada veri toplanması gerektiğini kaydetti.

– “Yoğun müsilaj deniz çayırlarında ölüme neden olabilir”

Deniz dibindeki canlı gruplarını inceleyerek yabancı tür olup olmadığının tespitini yaptıklarını anlatan Öztürk, iklim değişikliğinin bu canlıları nasıl etkilediğine dair veri topladıklarından bahsetti.

Deniz dibindeki bazı noktalarda görülen sarı tabakalar hakkında bilgi veren Öztürk, şöyle devam etti:

“Onlar müsilajın deniz dibinde birikmiş hali. Mevcut halde su kolonunda müsilaj yok ancak deniz dibinde birikmiş müsilaj var dolayısıyla zaman içinde su sıcaklığı arttıkça o da çözülecek ve deniz suyuna karışarak Marmara'ya doğru geçecek. Çünkü üst akıntı buradan Marmara'ya doğru. Yoğun müsilaj deniz çayırlarında ölüme neden olabilir. Yoğun müsilaj deniz çayırlarının güneş ışığıyla ilişkisini kesiyor. Güneşle ilişkisi kesildiği an çayırlar ölür çünkü fotosentez yapamaz. Deniz çayırları hem koruma altında hem de denizlerin akciğeri, yani oksijen üreten canlılar. Marmara Denizi'nde, İstanbul Boğazı'nda oksijensizlik ciddi bir sorun.”

Deniz çayırlarının kökleriyle karbon depolayabilen bir tür olduğunun altını çizen Öztürk, deniz çayırlarının haritalanması, yerlerinin bilinmesi ve balıkçı ağları ile çıpalardan korunması gerektiği uyarısında bulundu.

– Deniz çayırlarının önemi ve yürütülen projeler

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'na (UNEP) göre, dünyadaki en yaygın kıyı habitatlarından biri olan deniz çayırları 6 kıtada 159 ülkede 300 bin kilometrekarelik alanda yayılış gösteriyor. Okyanus tabanının yüzde 0,1'ini kaplayan deniz çayırları balıklar, kabuklular, deniz atları ve deniz kaplumbağaları gibi canlılara barınak ve yiyecek sağlıyor. Ancak 1930'lu yıllardan itibaren deniz çayırlarının miktarında azalış görülüyor. Son yapılan araştırmalar, her 30 dakikada 1 futbol sahası büyüklüğündeki deniz çayırının kaybolduğunu gösteriyor.

Deniz çayırlarının şamandıra sistemleriyle korunmasına ilişkin bir başka çalışma Türkiye Çevre Ajansı (TÜÇA) tarafından “Göcek Dalaman Koylarında Mapa Şamandıra Sistemlerinin Kurulması ve İşletilmesi” adıyla planlanıyor.

Proje ile tekne ve yatların gelişigüzel demir ve çıpa atarak deniz çayırlarına zarar vermesinin, koylardaki ağaçlara bağlanan tekne halatlarının yeşil bitki örtüsünü tahrip etmesinin, yatların atık boşaltımı yaparak koyları kirletmesinin ve sualtı ekolojisi ile arkeolojik değerlerin yok olmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Exit mobile version