AHMET ESAD ŞANİ – Çamran Azizoğlu'nun yazıp yönettiği kısa film “Kravat (The Tie)”, 20-24 Mart'taki 8. Uluslararası Nepal Film Festivali'nde izleyiciyle buluşacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü kısa film yapım desteği ve TRT 12 Punto Kısa Film Yapım desteğiyle çekilen film, dünya prömiyerini Almanya'da 34. Cottbus Film Festivali'nde, Türkiye prömiyerini ise 35. Ankara Film Festivali'nde yaptı.
Yönetmen Azizoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, filmde, bir mahkuma muhtaç kalan savcının hikayesini anlattığını belirterek, “Gerçek, yaşanmış bir olaydan yola çıkarak kurguladığım bu hikayenin asıl karakteri normalde bir tamir ustasıydı fakat ben yazarken savcı olarak değiştirdim. Çünkü bence o zaman film daha başka ve daha anlamlı bir şey söyleyecekti.” dedi.
Filmin kamera seçimi ile kara mizah yönünün özellikle tercih edildiğini dile getiren Azizoğlu, “Hayatı, bize sürekli oyunlar oynaması yönüyle çok garip buluyorum. Kimi zaman mezarlığın karşısında doğumhaneyi gösteriyor bize. Bu durumu tuhaf bulduğum kadar komik de buluyorum. Bu yüzden gerçek hikayeleri mizahi taraflarıyla olduğu gibi ele almayı tercih ediyorum. Bunu komedi oluşturmak için yapmıyorum. Benim filmimde şaka yok. Benim filmimde durum komik çünkü hayat komiktir.” şeklinde konuştu.
– “İzleyenler sinematografik çok güzel sahneler görecek”
Yapımcı Cemil Nazlı, çekimlerin Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesinde 2 günde gerçekleştirildiğini belirterek, “Hem yönetmenimiz Çamran Azizoğlu'nun daha önce yaptığı işlerde de birlikte olmamız hem de hikayenin çok ilgi çekici olması nedeniyle projenin yapımcılığını üstlenmekte hiç tereddüt göstermedim. Kendi kaynaklarımızla bugüne kadar profesyonel anlamda çıkarttığımız en iyi iş oldu diyebilirim.” ifadelerini kullandı.
Sette çok keyif aldıklarını anlatan Nazlı, “2 günde, toplam 30 saate yakın süre, sürekli bozkırda, aşağı yukarı hep açık alandaydık. İzleyenler filmde sinematografik, çok güzel sahneler görecek. Hareketliydi, sürekli güneşi yakalamaya, bulutları ve ışığı ayarlamaya çalışıyorduk.” dedi.
Film öncesindeki hazırlık sürecinde çok sıkı ve titiz çalışıldığını, sete çıktıklarında her şeyin planlandığı gibi ilerlediğini söyleyen Nazlı, “Filmin festival süreci devam ediyor. Çeşitli dijital platformlarda yayınlanması için de süreç başladı.” değerlendirmesini yaptı.
- ”Hikayesiyle bizi heyecanlandıran bir projeydi”
Filmin yardımcı yönetmenliğini üstlenen Rabia Özmen ise sinemayı kolektif bir mesele olarak gördüklerini ve işin mutfağından gelen insanların daha faydalı olduğunu düşündüklerini dile getirdi. Özmen, bu nedenle ekip olarak birbirlerini desteklediklerini ifade etti.
Senaryo aşamasından da önce, henüz hikayeyi konuşurken ekibe dahil olduğunu aktaran Özmen, “Bizim için biraz zor bir işti çünkü daha önce çektiğimiz filmlerden ve dahil olduğumuz işlerden farklı olarak bir bozkırda tamamen güneş altında ve doğal ortamda çalışacağımız bir durumdu. Koşulların bizim için biraz daha zor olacağını biliyorduk ama hikayesiyle bizi heyecanlandıran bir projeydi. Bu nedenle ekipte yer almak istedim.” dedi.
Kırklareli'nde çekimlere başlamadan önce, mekan bulmak için birçok yere baktıklarını anlatan Özmen, senaryodaki bozkır hissini verecek en uygun yeri aradıklarını söyledi.
Özmen, geniş plan çekimler ağırlıklı olduğu için olabildiğince şehir merkezinden uzak ama sinematografisi de filme hizmet edecek bir ortam aradıklarını kaydetti.
– Nepal'ın başkenti Katmandu'da yarışacak
Festival yolcuğu devam eden film, Nepal'ın başkenti Katmandu'da düzenlenecek 8. Uluslararası Nepal Film Festivali'nin “Uluslararası Yarışma” seçkisinde yer alıyor.
Yapımcılığını Fikirdaş Medya-Cemil Nazlı'nın üstlendiği filmin görüntü yönetmenliğini Arda Üzmez üstlendi. Filmin oyuncu kadrosunda Mehmet Emin Kadıhan, Yüksel Akça, Yaşar Karakulak ve Yiğit Ege Yazar yer alıyor.
Kendi içinde iktidar savaşı veren Savcı Cengiz'in bir cezaevi ziyareti dönüşü beklenmedik şekilde yolda kalma hikayesini anlatan filmin konusu şöyle:
“Savcı Cengiz'in, cezaevi ziyaretinin ardından yetişmesi gereken duruşmaya giderken bir bozkır yolunda arabası bozulur. İlk başta basit bir arıza olduğunu düşünürken, işler istediği gibi gitmez ve tüm çabalarına rağmen yardım gelmez. O sırada kendisine yardım edebilecek tek ihtimal, tesadüfen yoldan geçen mahkum taşıyan bir cezaevi otobüsüdür.”