SAKARYA (AA) – UĞUR SUBAŞI – Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Yangın Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan, Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği yangında otelin mimari planının itfaiyenin müdahalesine uygun olmayışı ve yangınla mücadelede güncel teknolojilerin bulunmayışının bu tür facialara neden olduğunu söyledi.
Kayak merkezindeki Grand Kartal Otel'de çıkan yangında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Soyhan, AA muhabirine, bu yangının, bir işletmede gerekli tedbirler alınmadığı zaman ve zincirleme ihmallerin gerçekleşmesi durumunda nelerle karşılaşılabileceğini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.
Soyhan, tedbirsizlik durumunda yangın ve afet anında nelerle karşılaşılabileceğini maalesef bu olayın canlı şekilde gösterdiğini belirterek, yangın kültürünün topluma kazandırılması ve tedbirlerin tek elden yönetilmesi gerektiğini, yangında birçok kurumun farklı mevzuatlarla yangın güvenliğini sağlamaya çalışmasının yönetim zafiyeti oluşturduğunu, bu nedenle ülkedeki yangınla ilgili tüm birimlerin AFAD benzeri tek bir başkanlık altında toplanması gerektiğini anlattı.
Grand Kartal Otel'deki yangının oluşuna ilişkin değerlendirmede bulunan Soyhan, söz konusu olayda çoğu insanın yoğun duman nedeniyle vefat ettiğini belirterek, yangının safhaları, gelişimi ve tahliye konusunda işletme çalışanlarının, toplumun ve müdahale eden kişilerin bilgili olmasının önemine dikkati çekti.
– Yeni teknolojiler ve sistemlerin bulunma zorunluluğu sadece yönetmelikle aranmamalı
Prof. Dr. Soyhan, otelin, afetlerde müdahale edilmesi bakımından mimari olarak yanlış konumlandırıldığına dikkati çekerek, “Sürecin başından itibaren mimari açıdan bina projesi yapıldığı zaman itfaiyenin müdahale edebileceği şekilde yerleştirilmesi gerekiyorken, binanın itfaiye müdahalesine imkan tanımayan ve en çok hasar gören bölgesinin vadiye, boşluğa bakması, etkin müdahale şansını ortadan kaldırmış durumda.” diye konuştu.
Mimari olarak başlangıçta tasarımdaki hatanın sürdürülerek devam ettiğine işaret eden Soyhan, şunları kaydetti:
“Günümüzde yangını saniyeler mertebesinde yönetebileceğimiz, algılayabileceğimiz ve tespit edebileceğimiz teknolojiler varken, 2007 yönetmeliğinde ruhsat aldığı için 'kazanılmış hak' mantığıyla bir daha binanın sorgulamasının yapılmaması, yeni yönetmeliğe göre geliştirilen tekniklerin uygulanmasının sistem gereği zorunlu tutulmaması… Buna rağmen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda, 'İşletme sahibi, işletmesinde bulunan kişilerin güvenliğini sağlamak için günün teknolojik şartlarını işletmesine getirmek zorundadır.' diyor.
Bu ruhsat aldığınız tarihten, yangın yönetmeliğinden bağımsız bir madde. Bu maddede açıkça belirtildiği gibi otomatik algılama, ikaz ve söndürme sisteminin mevcut ve çalışır halde olması, misafirlerin güvenliğini sağlamak için gerekli. Yönetmelik gereği 'Ben buna tabi değilim.' diyerek insanların hayatını tehlikeye atacak şekilde tüm teknolojik gelişmelere rağmen yangına karşı önlem alınmaması, bu tür facialarla karşılaşmamıza neden oluyor.”
Soyhan, geçmişe nazaran yangın risklerinin daha fazla olduğuna değinerek, yeni teknolojilerin, riskleri yönetecek cihaz, korunma ve müdahale sistemlerinin binalarda bulunma zorunluluğunun sadece yönetmelikle aranamayacağını, işin doğası gereği işletmenin gereken koşullara getirilmesinin şart olduğunun altını çizdi.
– “Yangında ilk 3 ve 5 dakika çok önemli”
Birçok şehirde riskli alanlardaki yangınlara hızlı müdahale etmek için itfaiye tarafından müfrezeler konulduğunu, bazı kurum ve işletmelerin kendi itfaiyelerinin olduğunu anımsatan Soyhan, “Yangında ilk 3 ve 5 dakika çok önemli. Saatlerce yangın yerine ulaşmak, yangına müdahale etme şansını neredeyse ortadan kaldırıyor. 30 saniye içinde müdahale edildiğinde bir yangın söndürme tüpüyle söndürülebiliyor fakat 5. dakikadan sonra itfaiyenin müdahalesi olmadan söndüremeyeceğiniz konuma geliyor.” şeklinde konuştu.
Soyhan, toplumsal bilinçlenme sağlamak için üniversite bünyesindeki yangın güvenliği merkezinde sürekli projeler gerçekleştirdiklerini, ileriki dönemde yaklaşık 1000 öğrenciye yangın güvenliği dersi vereceklerini bildirdi.
Bu derslerle farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan Soyhan, otellerde her oda kapısının arkasında bulunan yangın ve acil durum anında neler yapılması, binanın nasıl tahliye edilmesi gerektiğine dair broşürlerin okunması gerektiğini, aslında vatandaş olarak yapılabilecek çok şeyin bulunduğunu vurguladı.
– “Yangının artık tek elden yönetilmesi lazım”
Soyhan, toplumsal bilgilendirme çalışmaları kapsamında verdikleri eğitimleri internette de yayınladıklarını, toplumda yangın güvenliği anlamında eğitim ihtiyacı olduğunu yineledi.
Yangının birçok kurumun dahlinin bulunduğu konu olduğuna dikkati çeken Soyhan, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Belediyeler, itfaiyeler, bakanlıklar, hepsi bir arada yangını yönetmeye çalışıyorlar. Yangın, birçok farklı kurumda tanımlanmış ve ne yazık ki bu tanım çoğu yerde farklı. Bu tür çelişkilerin önüne geçmek için yangının artık ülkemizde tek elden yönetilmesi lazım. Yangınla ilgili bütün konuların tek oluşumda toplanması ve yangın konusunda otorite haline gelmesi, kurumun başına da en az 10 yıl deneyim kazanmış, yangını bilen ehil insanların getirilmesi lazım.”